Acıbadem Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi YBÜ’ de 5 yıldır çalışıyorum. Bu çalıştığım 5 yıl da o kadar çok şey gördüm ve yaşadım ki beni en çok etkileyen küçük yaşta büyük savaş veren çocuk hastalar oldu.
Bir çocuk hastam vardı ki diğerlerinden çok çok farklıydı. Benimle hiçbir şekilde iletişime geçmek istemiyordu ve bu durum beni çok endişelendiriyordu. Zorlandığım bir diğer konuda aile ile olan iletişimimizdi. Verdiğimiz eğitim ve bakım süreçleri ile ilgili bilgilendirme ve uygulamalarımıza müdahale etme durumlarının elbette çocuklarını koruma içgüdüsünden kaynaklı olduğunun farkındaydım. Ailenin, olması gereken bakım sürecine uyum sağlamanın önemini, ne yazık ki ikinci kez yoğun bakım süreci gerçekleştiğinde anlayabildiklerini hissettim.
3 yaşındaki hastamız Atrial Septal Defect onarımı için gelmişti. Her zaman yaptığım gibi KVC Servise gidip hastamız ile tanışmak istedim. Odaya girdiğimde hastam babasına sarılmış sırtı dönük bir şekilde beni karşıladı. Ona kendimi tanıttım, ameliyat sonrası O’nun yanında olacağımı, bana her konuda güvenebileceğini ifade ettim. Sürekli gözlerini benden kaçırdı ve sorduğum sorulara cevap vermek istemedi. Aileye de ameliyat sonrası yoğun bakım süreci hakkında bilgi verdim, kızlarının yanında olacağımı ve sormak istedikleri konular olursa benimle iletişime geçebileceklerini belirttim. Hastamın iznini alarak saçlarını okşayıp odadan ayrıldım.
Hastamın ameliyatı 2,5 saat sürdü. KVCYBÜ’ ne geldikten 3 saat sonra uyandı, extübe edildi. Gözlerini açtığında beni gördü. Ameliyat öncesi hiç iletişim kurmamasına rağmen yanında olduğumu görünce elimi sıkıca tutarak yanından ayrılmamamı istercesine baktı. O an anladım ki aslında ameliyattan önce beni dikkatlice dinlemişti. Yoğun bakım sürecinde herhangi bir sorun yaşanmadı ve post op 1.gününde hekimi tarafından değerlendirilen hasta KVC servise transfer edildi.
Ameliyat sonrası hastamı ziyaretimde, anne ve babası ile görüşerek solunum egzersizi ve mobilizasyonun önemi konusunda eğitim verdim. Annesi, solunum egzersizi ve mobilizasyon esnasında oluşan hassasiyete verdiği tepkiden dolayı çok acı çektiğini düşündüğünü belirtti. İyileşme sürecinde bu uygulamaların önemi ve iyileşmeyi hızlandıracağı, ek sorunların önüne geçilebileceğini uygun terimlerle açıkladım. Doğal olarak annelik içgüdüsü ile kızının verdiği tepkilere duyarsız kalamıyordu ve O’na acı verecek uygulamaların yapılmasını istemiyordu. Hasta ile ilgilenen hemşireler ve ben bu süreçte ısrarla bakımın gerektirdiği şekilde uygulamalarımıza devam etmeye çalışıyorduk. Post-op 2. Gün Hasta’ya Akciğer grafisi çekildi ve atelektazi geliştiği görüldü. Çocuk Hastalıkları Uzmanı tarafından değerlendirilen hastanın bu durumunun neden kaynaklandığı aileye açıklandı. Bu sürecin düzelebilmesi için solunum egzersizinin önemi ve postural drenaj yapılmasının gerekliliği bir kez daha anlatıldı.
Solunum egzersizi ve postural drenaj yapılmasına izin vermiyordu. Annesi aynı şekilde solunum egzersizi yaparken kızının canının yandığını, çok bitkin olduğu için uyumasının daha doğru olduğunu söylüyordu. Aile ile bakım sürecinde iş birliği sağlayamamanın sonuçlarını maalesef hasta ciddi bir şekilde yaşıyordu. Bu durum beni oldukça üzüyor ve aileyi ikna etmek için doğru kelimeleri bulmakta çok zorlanıyordum. Durumun ciddi olduğunu anneye bir kez daha anlattım. Hiç birimizin hastanın yeniden yoğun bakıma alınarak solunum cihazına bağlanmasını istemediğimizi ve bu durumun ciddiyetini iyileşme sürecini uzatabileceğini ilettim.
Nöbet teslimi sonrası eve gittim ve merak edip bölümü aradığımda hastanın solunum sıkıntısının artmasına bağlı yoğun bakıma transfer edildiğini öğrendim. Bu durum beni inanılmaz üzdü ve aile ile yaptığım görüşme aklıma geldi. Hemen hastaneye gittim ve hastanın bilincinin kapalı, solunum cihazına bağlı olduğunu gördüm.
Hastanın anne babasının yoğun bakım bekleme salonunda olduklarını öğrendim ve içimde büyük bir endişe ile yanlarına gittim. Ne diyeceğimi, nasıl iletişime geçeceğimi bilemiyordum. Çok üzgün ve endişe içindeydiler. Anne beni gördüğünde sarıldı ve ağlamaya başladı, çok haklıymışsınız hemşire hanım dediğinde bana karşı tepkili olmadıklarını bilmek beni az da olsa rahatlatmıştı. Hastanın tedavisinin devam ettiği ve bu savaştan O’nun galip geleceğine inandığımı, onlar’ ın da inanması gerektiğini yanlarında olduğumu hissettirmeye çalıştım.
Hastanın tedavisine, mekanik ventilasyon desteği ile üç gün yoğun bakımda devam edildi. Genel durumunun iyiye gitmesi üzerine uyandırılarak solunum cihazından ayrıldı. Artık kendi spontan nefes alabiliyordu, hekimler tarafından değerlendirilerek servise transferine karar verildi. Ailesi ve KVC ekibi olarak çok mutlu olduk. Hastanın ailesi ile artık işbirliği sağlamıştık ve aramızda güven ilişkisi oluşmuştu.
Küçük savaşçımız savaşı kazanmıştı!
Hazırlayan: Fatma Çiçek
Bursa Acıbadem Hastanesi
KVCYBÜ Sorumlu Hemşiresi
Hazırlama Tarihi:19.12.2018