Kompartman Sendromu ve Nörovasküler Takip

Kompartman; Ekstremitelerdeki fibröz dokuda bulunan ve elastik olmayan fasyalarla çevrili kaslar, sinirler, kan damarları ve kemik gibi doğal anatomik yapılar ile sınırlanmış kapalı vücut bölümlerinekompartman adı verilmektedir. Vücut içerisinde toplam 46 anatomik kompartman alanı mevcut olup; bunun 8’i gövdede, 38’i alt ve üst ekstremitede bulunmaktadır (1,2).

Kompartman sendromu; ekstremitelerdeki kapalı kas fasyalarının içinde artmış perfüzyon basıncı nedeni ile meydana gelen iskemi sonucu, kas ve sinir dokularında fonksiyon kaybı ile karakterize klinik bir tablodur (2). Normal kompartman basıncı 10-20 mmHg olup, basıncının 30 mmHg’nın üzerine çıkması bu sendromu düşündürür (3). Özellikle ortopedi hastalarında meydana gelen kompartman sendromunda en fazla kol, el, gluteal bölge, bacak ve ön kol etkilenmektedir. Kompartman sendromuna bağlı oluşan ödem,  damar üzerinde basınç oluşturarak venöz tıkanıklığa, venöz ve arteriyel dolaşımın azalmasına, oksijenizasyonun bozulmasına bağlı kas ve sinirlerde iskemiye neden olmaktadır. Ödem sonucunda venöz basınç artarken, arteriel basınç düşmekte ve kapiller dolaşım bozulmakta, dolaşım bozukluğuyla birlikte de dokularda iskemi, kompartmanlarda sıvı akış bozukluğu ve hasar meydana gelmektedir (2). Kompartman sendromu için insidanslara bakıldığında erkeklerde kadınlardan daha fazla, alt ekstremitelerde üst ekstremitelere oranla daha sık görülmektedir (4). Kompartman sendromu; akut, kronik ve crush olmak üzere üç başlıkla sınıflandırılabilir. Akut kompartman sendromu aniden ve şiddetli gelişen travmalar sonucu ortaya çıkmakta olup (2), tibia ve ön kol fraktürü, vasküler nedenlerden kaynaklı iskemi, antikoagülan kullanan hastalarda vasküler girişim, intravenöz veya intraarteriyel ilaç enjeksiyonları, yumuşak doku hasarı, ezilme yaralanmaları, yanıklar, abdominal travmalar sonucu gelişebilmektedir (4). Kronik kompartman sendromu ise uzayan stres, özellikle alt ekstremitelerde zorlama ve spor ile oluşmaktadır. Bu sebeple kompartman basıncını azaltmak için fasyatomi yapılması gerekmektedir. Crush sendromu ise genellikle deprem ve travmalar nedeniyle kas dokusunun uzun süre zarar görmesi nedeniyle meydana gelmektedir. Kas dokusunda iskemi, hücresel hasara bağlı böbrek yetmezliği ve sonucunda kardiyak ritim bozukluğuna kadar devam eden bir tablo oluşmaktadır (2). Akut Kompartman Sendromu (AKS) sonucunda dokularda oksijenizasyonun ve kemiğin beslenmesinin azalmasıyla hastanın iyileşme süreci 15 haftadan 30 haftaya kadar uzamaktadır. Sinirlerdeki baskının 4-12 saat devam etmesi kas dokusunun iskemiye uğramasına, 12-24 saat devam etmesi ise nöropatiye neden olmaktadır (5). Etkilenen kas dokusu alanının artmasıyla myoglobinüri artarak renal yetmezliğe yol açmaktadır. Ekstremite 24-48 saat içinde fonksiyon kaybına uğramakta ve bu süreç amputasyona kadar ilerleyebilmektedir (6). Kompartman sendromunda ağrı kesicilere yanıt vermeyen şiddetli ağrı, parestezi, şişlik, his ve renk değişikliği, hareket ve fonksiyon bozukluğu, nabız alınamaması, ödem ve basınç artışı, gerginlik, vücut ısısında artış gibi belirtiler görülmektedir (2,3).

Nörovasküler takip; kırıklar, kontüzyonlar, kanama, yanıklar, pos iskemik şişlik, ateşli silah yaralanması ve ezici yaralanmalarda yapılmaktadır. Bu durumların yanında vasküler yaralanması ve yanığı olan, internal ve eksternal kırık fiksasyonu uygulanan, alçıya da sıkı bandaj gibi uygulamalar sonucu eksternal basıncın uzadığı hastalarda da nörovasküler takip yapılmaktadır (5).  Nörovasküler takip kriterleri; ağrı, hareket, duyu, renk, ısı, ödem, distal nabız, kapiller dolumdur (5,6). Nörovasküler tanılama olası komplikasyonların erken dönemde saptanması açısından önemlidir (5). Nörovasküler tanılama; özellikle ortopedi ve travmatoloji, acil servis, yoğun bakım ünitesi, kalp damar cerrahisi ile plastik ve rekonstrüktif cerrahi kliniklerinde çalışan hemşirelerin önde gelen rollerinden birini oluşturmaktadır. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımının etkin bir şekilde verilmesi; cerrahi komplikasyonların önlenmesini, hastanın hastanede yatma ve iyileşme sürecinin kısaltılmasını sağlamaktadır (7). Nörovasküler tanılamada hastanın ağrı, hareket (parastezi, paralizi), renk, kapiller dolgunluk, ciltte solukluk ve soğukluk ölçütlerine bakılmalı, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, iğne batması hissi gibi duyusal bozukluklar, hareket yeteneğinde azalma gibi sorunlar nörolojik hastalık yönünden değerlendirmeye alınmalıdır (5-7). Özellikle hastaların ağrısı doğru bir şekilde değerlendirilmeli, ağrısına yönelik farmakolojik olarak, opioid ve nonopioid tedaviler, nonfarmakolojik olarak da gevşeme, dikkati başka yöne çekme, pozisyon verme gibi tedaviler hastaya uygulanmalıdır. Hastanın ağrısına yönelik uygulanan tedavilere rağmen pasif hareketlerde geçmeyen ağrı, kaslarda güçsüzlük, ciltte soğukluk ve renk değişikliği mevcutsa hastada nörovasküler bir sorun olduğunun göstergesidir (8). Nörovasküler tanılama yapılırken, yaralı ekstremite ile sağlam ekstremite beraber değerlendirilip ilk değerlendirme sonuçları ile kıyaslanması önerilmektedir (5-6).

Hemşire hastayı değerlendirirken ekstremitelerin ve parmakların hareket edebiliyor olması, ekstremitelerin pembe ve ılık olması, uyuşukluk ve karıncalanma olmaksızın dokunmanın hissedilmesi, nabızların güçlü ve kolay palpe edilebiliyor olması, kapiller dolumun 3-5 saniye içerinde geri dönmesi, ağrı ve ödemin olmaması hastada nörovasküler bir sorun gelişmediğini ifade eder. Kompartman sendromu gelişen hastalarda nörovasküler takip yapılmalı, hastanın durumuna göre bu izlem sıklığını arttırılmalıdır. Kompartman sendromunda basınç oluşan bölgenin izlenmesi, ekstremitenin kalp seviyesinin üstünde tutulması, cerrahi işlem sonrası enfeksiyonları önlemek için yapılan uygulamalarda steriliteye uyulması, dolaşım bozukluğunu arttıracağı için soğuk uygulamadan kaçınılması ve hastada özellikle doku iyileşmesini etkileyeceği için tansiyon takibinin sık yapılması hemşirenin en önemli görevlerindendir. Hastalar, bu sendromun belirti ve bulguları açısından yakından izlenmeli, meydana gelen değişiklikler hekimle paylaşılmalı ve gerekli girişimler hastaya planlanmalıdır (2).

Hemşirelerin kompartman sendromunun belirti bulgularını tanıyarak nörovasküler takibi zamanında ve doğru yapabilmesi olası komplikasyonların erken dönemde saptanmasını sağlar. Bu bağlamda nörovasküler tanılamanın doğru ve zamanında yapılması kaliteli hemşirelik bakımının sağlanmasında etkili olacaktır (6,7).

KAYNAKLAR

  1. Özger H. Cerrahi Rezaksiyon. http://www.ortopedikonkoloji.org/Egitici-Bilgiler/27/Cerrahi-Rezeksiyon. 11.03.2024
  2. Turhan Damar H. Bilik Ö.2014. Buzdağının Görünmeyen Yüzünü Keşfetmek: Ortopedi Hastalarında Kompartman Sendromu Ve Hemşirelik Yaklaşımları. DEUHYO ED . 2014; 7(3): 223-229.
  3. Türkmen A. Dündar G ,Y. Akyolcu N. 2020. Acil Servislerde Görülen Ortopedik Travmalar ve Hemşirelik Bakımı. JAREN 2020;6(2):375-80
  4. Doruk P., Leblebici B., Adam M.(2013).Alçı Uygulaması Sonrası Gelişen Kompartman Sendromu: Üç Olgu Sunumu. Çukurova Medical Journal. 2013; 38 (4): 774-778.
  5. Önal N., Bilik Ö., Savcı A., Altıparmak Ö., Kuzu P., Kar Z., Keskin R. Ortopedi Hastalarında Nörovasküler İzlem Sıklığı Ne Olmalı?. 2015; 8(5):176-183.
  6. Kaya Ç.Total Diz Protezi Planlanan Hastalara Verilen Danışmanlığın Yaşam Kalitesi ve Öz Bakım Gücüne Etkisi. Dokuz Eylül Üniversitesi. Doktora Tezi. İzmir.
  7. Kızıl K.Total Kalça Artroplastisi Yapılmış Hastaların Öz-Bakım Gücü ve Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi .Hasan Kalyoncu Üniversitesi.Yüksek Lisans Tezi. 2018. Gaziantep.
  8. Şahin, D.,(2019). Kalça Protezi Ameliyatı Olan Hastaların Bilgilenme Gereksinimlerinin Belirlenmesi. Trakya Üniversitesi. Edirne. 15-16.

Nisa Çoban

Acıbadem Bodrum Hastanesi

 

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.