Kendi hayatımıza, akışına müdahale etmek, farkında olmak ve durumlara farklı bakış açıları ile bakabilmek kolay değilken başka bir insana bu konuda destek olmak hiç kolay değil…
Zorlukların üstesinden gelmeyi, bazen de görmezden gelmeyi başarabilmek hiç kolay değilken ve üstesinden geldiğinizde hissettiğiniz mutluluğu hatırlar mısınız? Peki, hiç tanımadığınız insanların hayatlarında çoğu zaman küçük dokunuşlarla yer edinerek büyük etkiler yaratmak sizde nasıl bir his oluşturur? Bende tarifi daha zor ve paha biçilemez bir mutluluk hissi uyandırıyor. Yaptığım işin onurunu yaşıyorum, bu mesleği yapmaktan dolayı gurur duyuyorum. Yaşama yıllar katarak yaşıyorum ve yaşadıklarımdan hem kendim hem de hastalarım için dersler çıkarıyorum. Üstesinden geldiğim her şey beni çok motive ediyor ancak üstesinden gelemediklerim de üzmüyor ve cesaret veriyor. Sanırım bu meslekle beraber kendi hayatıma dokunmayı da çok sevdim.
Kemoterapi ünitesinde 10 yıldır çalışıyorum ve yıllar içerisinde hastalarımla tedavi sürecinde birlikte geçirdiğimiz zamanlarda sağlık profesyoneli rolümüzün dışında bazen sırdaş oluruz, bazen tüm dertlerini sorunlarını bir çırpıda bize anlatmış olurlar, en sevdikleri kedilerinin ismini de biliriz, en sevdikleri kitabı da, bazen de bugüne kadar en çok kime kızgınsa onu da bize anlatırlar. Tüm bu paylaşımlar hastalarımızın tedavileri boyunca ve iyilik hallerinde de hayatlarında yer edinmemizi sağlıyor ve empati-sempati arasındaki o ince çizgide kalıyoruz birçok zaman. Bunun sorumluluğunu mesleki anlamda taşımayı sevdiğimi söyleyebilirim.
Uzun süredir tedavisini takip ettiğim bir hastamla hekimi görüşürken iki gün önce çekildiği Pet-CT sonucunu değerlendirdiklerini biliyordum. Gözüm doktor odasının kapısında, her an kapı açılacak ve hastamdan sonuçlarını duyacağım anı bekliyordum. Hastamdan daha heyecanlıydım.
Hastam 36 yaşında, çalışmayı seven, renkli bir kişiliği olan Müzeyyen Hanımdı (İsmi temsilidir, gerçek isim kullanılmamıştır), onunla ilk tanıştığımız gün kan tahlilleri için geldiğinde kendi kendine meme muayenesi yaparken bir sertlik fark ettiğini ve “bunun iyi bir şey olmadığını o an anlamıştım” dediğini ve o an dökülen gözyaşlarının yanaklarından sessizce süzüldüğünü hatırlıyorum. Sonuçlarını hekimiyle görüşürken tanısını çoktan kabul ettiği ve annesi de daha önce aynı tanı ile tedavi gördüğünden bu süreçte nelerle karşılaşabileceğini bildiğini ifade etmişti.
İlk kemoterapi tedavisine ertesi gün gelmişti, tedavisi için tüm eğitimleri dinledikten sonra bu uzun ve inişli çıkışlı yolda birlikte yürürken her konuda destek olacağını belli eden eşi hiç elini bırakmıyordu. Sadece “hemen bütün saçlarım dökülür mü” dedi bilgilendirilmesini yaptıktan sonra tedavisine başladık. Sonraki tedavilerinin her birine değişik renk ve çeşitlerde bonelerle geldi. Tedavisine geldiği bir gün “kendimi eskisi kadar güçlü hissetmiyorum” dedi, “her gün güçlü olmak zorunda değilsiniz, biraz dinlenin” dedikten sonra gözlerini kapattığını ve elimi sıkıca tutuğunu hatırlıyorum, uyandığında tedavisi bitmişti. Giderken söylediğimi tekrar etti “Her gün güçlü olmak zorunda değilim, haftaya görüşürüz” dedi. O an ağzımızdan çıkan her kelimenin hastalarımız için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Sonraki hasta tedaviye geldiğinde camdan dışarı bakarken “bir çocuğum olmasını çok isterdim” dedi bir anda kanser teşhisinden önce evlat edinmeyi düşündüklerinden bahsettiler.
Doktor odasının kapısı açıldı Müzeyyen Hanım odadan çıkarken göz göze geleceğimiz o anı bekledim kapıda, eşine mutlulukla sarıldığını görünce hafiflediğimi hissettim. Müzeyyen hanım beni gördü ‘Bitti Nesrin, bitti biz kazandık’ dedi. Sarıldık uzun uzun.
Tüm bunların üzerinden iki yıl geçmişti ben doğum iznine gidip döndükten sonra Müzeyyen Hanımla uzun süre hiç görüşemedik, hastanenin kafeteryasında karşılaştık ve elinde bir bebek battaniyesiyle onu görünce şaşkınlıkla yanına koştum. “Bak Nesrin, benim oğluma” dedi. Yanımda hemşire arkadaşımla aynı anda size ne kadar çok benziyor dedik.
Müzeyyen Hanım mücadelesi ve kişiliği ile hem hafızamda hem de kalbimde büyük bir yer edindi. Birbirimizin hayatına dokunduk.
Hem. Nesrin Yılmaz
Acıbadem Altunizade Hastanesi
Kemoterapi Hemşiresi