28 Temmuz 2016
Meme kanseri tanısı nedeniyle uzun ve yorucu kemoterapi sürecinden sonra 28 Temmuz günü, bu büyük savaştan galip çıkıyordu Violeta…
Gülücükleriyle, samimiyetiyle enerjimize ortak oldu hep. Benim için de yeri çok ayrıydı.
İlk tedavisini almaya gelen çoğu hastanın gözünde korku ve endişe olur ancak Violeta kansere gülümsüyordu. O bir yenilmez savaşçıydı.
Bir onkoloji hemşiresi olarak deneyimlerimin bana kattığı en güzel çıkarımda bu. Kendine inanmak. Gücünün, varoluşunun nasıl mucizeler yaratabileceğini bilmek. Başımıza gelen her kötü olayda, hepimiz üzülürüz, daha da kötüsünü düşünür, strese hazır bir zemin hazırlarız ancak Violeta’nın hepinize bir mesajı var! Bulunduğun durum senin savaşma sebebin. Onu sev ve onun uğruna tüm gücünle savaş.
Violeta ile İngilizce konuşarak anlaşıyorduk ancak asıl duyguları gözlerimizle tercüme ettik hep. Tüm tedavisini şifa niyetiyle verdim. Ellerime güveniyordu. Biricik eşi hep onun yanında ellerinden sımsıkı tuttu. Biliyordu ki ne olursa olsun hep yanında olacaktı.
Dökülen saçları için peruk takmıştı. Violeta görselliğe önem veriyordu ancak olmayan saçlarıyla da gurur duyuyordu. Çünkü bu savaşta kaybettiği ne varsa zamanla geri alacaktı. O zamanlar benim saçlarım uzun, belime kadardı. Kuaförde kırıklarını aldırırken bile cetvelle cm hesabı yaparak kısaltıyordum ve saçlarımı kestirmemekte çok kararlıydım. Ve şu an saçlarım ensemde. Hayatta hiçbir şey için “yapmam, etmem” demeyin, en değerli sandığınız saçınız bile bir kalp kırıklığına, bir kötü hücreye küser gider. Biz insanların düşüncelerini önemsemekten vazgeçtiğimiz zaman kendi benliğimizi bulacağız. Ben kendimi Violeta’nın bende yaktığı kıvılcımla buldum. Kendinize güvenin. Kanser savaşçısı olan tüm kadınlara sesleniyorum. Olmayan saçınla, kirpiğinle, kaşınla bir bebekten daha güzel, alışılmışın dışında daha farklı, daha özelsin.
Kemoterapi bölümünde profesyonel çalışmanın yanında duyguların da profesyoneli oluyorsunuz. Mutluluğun zirvesini, bazen de üzüntünün dibini görüyorsunuz o gözlerde. Herkes daha önce varlığının ne kadar önemli olduğunun farkına varmadığı sağlığın, aslında en değerli şey olduğunu görür hastanelerde. Çaresiz hissederler ve kendilerini bizlere emanet ederler. Bir hemşire olarak, bu kutsal mesleği en iyi şekilde vicdanla yaparken hep kendi ailemi düşünürüm. Ve yaklaşımım tüm hastalara eşit olur. Aslında hayatlarına dokunduğumuz her insan bize bir şey katar. Mesela ben iyi ki saçlarımı kestim diyorum.
Violeta 28 Temmuz 6. kür kemoterapi tedavisini bitirdi ve o gün kanseri de en büyük silahı olan kendine güveniyle yendi. Gözlerim hep onu arayacaktı ancak kontrollerde beni görmeye geleceğine söz vermişti. Son tedaviyi bitirdikten sonra bu anı ölümsüzleştirmek istedik ve tüm ekiple bir fotoğraf paylaştık. O fotoğrafa benim gözümle baktığınızda, umudu, çabayı, savaşmayı, zaferi göreceksiniz. Ve bu fotoğraf tüm kanser savaşçılarının mesajı olacak…
Violata odadan çıkmadan önce dönüp bana; “Aylin ben bir kitap yazacağım, bu zaferimi yazıya dökeceğim” dedi. Ona inandığımı ve herkesin ışığı olabileceğini söyledim. Sımsıkı sarılıp güzel bir veda ettik…
Aylin Çiçek
Acıbadem Altunizade Hastanesi
Kemoterapi Ünitesi Sorumlu Hemşiresi
Bu hikaye daha bitmedi… 15 gün sonra görüşmek üzere…