Biz hemşireler çoğu zaman kendi hayatımızı, duygu ve düşüncelerimizi, yaşadığımız olumlu ya da olumsuz her şeyi bir kenara bırakıp hiç tanımadığımız insanların hayatına dokunuruz. Yaptığımız dokunuşlarla onların hayatında büyük etkiler yaratırız. Yaptığımız bu dokunuşlar bazen bize sevinç, bazen umut, bazen de hüzün verir. Bana deseler ki meslek hayatında seni en çok mutlu eden şey nedir? Bir çocuğun sağlıkla gülümsemesi derim. Çünkü o çocuğun sağlığı, neşesi, gülümsemesi benim için tarifi olmayan bir mutluluktur. Yaklaşık 2 yıl önce gece nöbetimi teslim almak için kata geldim. Sorumlum 3 yaşında erkek hemoglobin değeri 4 olan bir çocuk hasta teslim etti. Öyküsünü dinlediğimde alerjisi, kronik hastalığı, ameliyat geçmişi olmayan bir hasta olmasına rağmen böyle bir şey nasıl olabilirdi diye düşünmüştüm. İçimi bir korku ve endişe kaplamıştı. Hemen genel durumunu değerlendirmek için yanına gittim. Halsizdi, bitkindi, tüm vücudu limon sarısı rengindeydi. Peki bunun sebebi neydi? Doktor yapılan tetkik ve incelemeler sonrası vizite geldiğinde hastanın bugün ne yediğini sordu. Annesi bakla yediğini ifade etti. Doktor özellikle erkek çocuklarında sık karşılaşılan; vücutta glikoz-6 fosfat dehidrogenaz enzim eksikliğine bağlı bakla alımı durumlarında derin anemiye neden olan favizm yani bakla zehirlenmesi yaşandığını iletti. Aileye durum açıklandıktan sonra doktor kan transfüzyonu için planlama yapıyordu. Bende o sırada oluşabilecek acil durum riskine karşı odayı hazırladım. Eritrosit süspansiyonu hazırlandı ve ben transfüzyona başladım fakat ne olduğunu bilmediğim bir öykünün içerisinde olduğumu düşündüğüm için endişeliydim. Kendi korkumu ve endişemi bir kenara bırakıp aileye emosyonel destek veriyordum. Kan transfüzyonunun bitmesine yakın hasta çocuk gözlerini açtı, konuşmaya başladı. Zaman geçtikçe ablasını sormaya, şakalar yapmaya, gülümseyeme başlamıştı. Onu o şekilde görünce derin bir nefes aldım, içimi de huzur ve sevinç kaplamıştı. Kan transüzyonu sonrası çocuğun genel durumu stabilleşti. Gece herhangi bir problem yaşamayan hasta sabah doktor kontrolü sonrası genel durumu düzelmiş, sağlıkla, gülümsemeyle taburcu edildi. Benim için en önemlisi buydu. Bir çocuğun sağlıkla gülümsemesi… O gün bugündür erkek çocuğu olan anneleri hep uyarırım. Bakla yedirmeden önce mutlaka doktorunuza danışarak başlayın diye.
Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın, çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği üç şeyi vardır; Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabileceği bir şeyler bulmak, elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak.
Sevgiler…
Aslı ERDOĞAN
Acıbadem Bodrum Hastanesi
1.Kat B Blok Hemşiresi