Günümüzde kanserin erken tanı ve tedavilerinde yaşanan gelişmeler ve artan sağkalım oranları, hastaların tedavi sonrası yaşam kaliteleri ve deneyimlerinin açıklanmasının önemini arttırmıştır.
Kanser toplumda “doğrudan ölümle ilişkilendirildiği, sinsice ilerlediği, nedenlerinin tam olarak açıklanamadığı, gün geçtikçe kontrolünün zorlaştığı, ciddi güçlüklere neden olduğu, sosyal damgalama ve izolasyona yol açtığı için diğer kronik hastalıklardan daha fazla yaşamı tehdit edici bir hastalık olarak tanımlanmıştır. (1)
Meme kanseri dünya genelinde en yaygın görülen kanser türü olarak küresel bir halk sağlığı sorunudur. Kadınlar arasında ölüme neden olan ikinci kanserdir ve her yıl yeni kanser vakalarının %30’unu oluşturmaktadır. Türkiye’de, 100.000 kadında %24.9-%43.0 arasındadır ve Türk kadınlarında en sık görülen kanserdir. (2)
Kanserin tedavi yöntemleri arasında yer alan kemoterapinin yan etkileri olarak ortaya çıkan semptomlar; ağrı, anoreksiya, kaşeksi, alopesi, dehidratasyon, bulantı, kusma, yorgunluk, anksiyete ve depresyon gibi durumlardır. Bu durumların hepsi de hastanın cinsel yaşamını, ilişki sıklığını ve cinsel ilişki kalitesini kötü yönde etkilemektedir. (3)
Kanser tanısı alındıktan sonraki ilk dönemde gelişen ölüm korkusu, yaşamın tüm alanlarını etkiler ve zamanla kanserli bireylerin çoğu cinsel işlevler de dahil olmak üzere normal yaşama uyum sağlamayı bir şekilde başarırlar. Meme kanserinin hem cerrahi hem radyoterapi hem de kemoterapi tedavisi sonucunda yaşanan meme dokusunun kaybı kadınlığın, çekiciliğin ve cinselliğin kaybı olarak algılanmakta ve kadınlarda bu durum beden algısı ve benlik saygısında bozulmalara neden olarak cinsellikle ilgili problemlerin yaşanmasını da kaçınılmaz kılmaktadır. Memenin kaybı, kadınlarda cinsel istekte azalma, beden algısında bozulma, dişilik özellikleri ve dış görünüş ile ilgili kaygıların yaşanmasına neden olmaktadır. Özellikle genç yaştaki hastaların memenin kaybından daha fazla etkilendiği daha fazla ruhsal ve cinsel sorunlar yaşadığı bilinmektedir. (4)
Kemoterapi/radyoterapi sonrasında hastaların tamamına yakınında cinsel sorun ortaya çıkmaktadır. KT/KRT öncesi ile kıyaslandığında KT/RT’den 6 hafta sonrasında hastaların cinsel işlevlerinin anlamlı düzeyde azaldığı; kadın olmanın ve beden imajı doyumunun düşük olmasının cinsel işlevi %66 oranında etkilediğin belirlenmiş olduğu çalışmalar mevcuttur.
Kanser tanısı hem hasta hem de ailesi için emosyonel güçlükleri barındıran bir süreçtir. Kanser tanılı hastaların beraberinde eşler de yaşamlarında kanserin tanı ve tedavi süreçlerinin posttravmatik etkilerini önemli düzeyde yaşarlar. Özellikle meme kanseri veya diğer jinekolojik kanser türleri, genç yaştaki hastaların eşleri tarafından travmatik bir durum olarak algılanmakta, evlilik içi ilişkileri olumsuz olarak etkilemektedir. Hastalar kadınlığın sembolü olarak düşünülen meme ve rahim gibi organ kayıplarının beraberinde, bireysel olarak cinsiyet ve cinsellik/cinsel cazibe algıları değişmekte, kilo kaybı/alımı ve saç kaybı nedeniyle kendilerini çekici hissetmemekte ve cinsel sorunlar yaşayabilmektedir.(5)
Bu derlemeyle birlikte ülkemizde istatistikleri bu kadar yüksek bir hastalığın etkilediği en önemli durumlardan biri olan cinsel yaşam hakkında konuşulmaması, süreç içinde ve sonrasında dikkate alınmamasına dikkat çekmek, günlük yaşamı ve psikososyal durumu da bu kadar etkileyen bir durum hakkındaki en net ve güncel verileri sunmak, cinsel yaşama bakış açısının değiştirilmesi ve geliştirilmesi gerektiği düşünülerek kanser hastalarında meydana gelen cinsel isteksizlik, fonksiyon kaybı, haz kaybı gibi sorunları ele almak, kanser hastalarındaki radyoterapi ve kemoterapi tedavisinin cinsel yaşama etkisini daha geniş bir yelpazeden incelemek amaçlanmaktadır.(6)
Kemoterapi ve Cinsellik
İncelenen çalışmalarda, kanser sebebiyle uygulanan kemoterapi tedavisi sonucunda hastaların cinsel yaşam kalitesi incelendiğinde, cinsel işlev bozukluğu ortaya çıkma oranları çok yüksektir. Kanser tedavisinin günümüzdeki gelişmelerle birlikte hastalarda sağkalımı artırdığı bilinmekte ve bu süreç de bizi tedavi sonrası yaşam kalitesini incelemeye itmektedir. (6)
Cinsel yakınlık yalnızca cinsel ilişkide bulunmak olmayıp öpüşmek, dokunmak, sohbet etmek, sarılmak, okşamak, masaj yapmak, erotik öyküler okumak ya da şakalar yapmak, aşk, karşılıklı beğenme, birlikte olmaktan mutlu olma, bu konuda hayaller kurma ve bazen yalnızca bakışmadır. Cinsel organı etkileme durumuna bakılmaksızın tüm kanserler cinsel fonksiyonları bozabilmekte ve hastalık sonrası dönemde de cinsel sorunlar devam edebilmektedir. Kanser hastaları üzerinde yapılan bir çalışmada, kanser tanısından iki yıl sonra bile kadın hastaların %13’ünde güçlü, %40’ında orta, %30’unda zayıf düzeyde cinsel fonksiyon bozukluğu bildirilmiştir. (7)
Kemoterapinin neden olduğu üreme sorunları ve cinsel fonksiyon bozukluğu ilacın türü, dozu, tedavi süresi, tedaviyi alan bireyin yaşı, cinsiyeti ve tedaviden sonra geçen süre ile ilişkili olarak değişebilmektedir. Kemoterapi sonrası görülen bulantı-kusma, diyare, konstipasyon, stomatit, tat ve koku duyusundaki değişliklikler cinsel istek kaybına ve cinsel ilişki sıklığında azalmaya neden olur. Kemoterapi yan etkilerini yönetmek ve semptomları azaltmak için kullanılan antidepresanlar, antiemetikler, sedatifler, trankilizanlar, antihistaminikler, steroidler ve narkotikler ilaçlarerektil fonksiyon bozukluğu, cinsel istekte azalma ve cinsel tatminde azalmaya neden olabilmektedir. (8)
Birçok kemoterapötik ilaç kadının cinsel ilgisini veya uyarılmasını sınırlandırabilen yorgunluk, halsizlik, bulantı ve kusma gibi ciddi yan etkilere neden olur. Çeşitli ajanların alopesiye neden olmasından dolayı kadınların beden algısını ve beden imajını olumsuz etkileyerek cinsel istekte azalmaya neden olduğu görülmüştür.
Radyoterapi ve Cinsellik
Meme kanseri tedavisinde radyoterapi de etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Ancak memeye alınan radyoterapinin cilt üzerinde birçok yan etkisi vardır. Akut cilt reaksiyonları radyasyon tedavisinin başlangıcından itibaren yaklaşık 2-3 hafta içinde başlar ve tedavi sonrası ortalama 1-3 ay süre ile devam eder. Radyoterapinin başlangıcında inflamatuvar cevapla başlayan hafif eritem ve hassasiyet geçicidir. Tedavi sonrasında zarar gören bazal hücrelerin cilt yüzeyine çıkması ile bariz eritem oraya çıkar. Pullanma, kaşıntı, renk değişikliği eriteme eşlik edebilir. Bazal hücrelerin hasar ve kaybına, ter ve yağ bezlerinin bozulmuş fonksiyonuna bağlı olarak kuru deskuamasyon, yaş deskuamasyon, alopesi ve pigmentasyon değişimleri, nadiren ülserasyon ve nekroz görülebilir. Memede kalıcı hipo/ hiperpigmentasyon, atrofi, fibrozis, telenjektazi, ülserasyon, nekroz, sekonder tümör gelişimi gibi tedavisi güç olan reaksiyonlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Memedeki bu görüntü hastanın beden imajını bozup, beden algısında problemlere yol açar. Bunlarla birlikte meme dokusu sertleşir, cinsel ilişki sırasında hasta ağrı hissedebilir..(9)
Meme Cerrahisi ve Cinsellik
Meme cerrahisi kadınlar için psikolojik açıdan en yıkıcı tedavilerden biridir. Başta beden imajı olmak üzere kadınları birçok yönden etkiler ve tedavi sonuçları çoğu zaman kanserin kendisinden daha fazla travmaya neden olur. Memelerin, kadınlığın ve cinselliğin belirgin sembolü olarak görülmesi, kanser tanısı nedeniyle cerrahi girişim yapıldığında kadının beden imajına, annelik, cinsellik ve çekicilik duygularını zedelemektedir. Konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda, kadınlara uygulanan meme koruyucu cerrahi veya total mastektomi uygulamalarının kadınlarda doğurganlık, meme kaybı, kadınlık kaybı ve cinsellik özelliklerini yitirme gibi olumsuz duygulara neden olduğu bildirilmiştir.(2)
Meme cerrahisi, hastanın vücut imajını önemli ölçüde değiştirebilir. Özellikle mastektomi sebebiyle meme kaybı yaşandığında, hastanın kendine güveni ve cinsel çekiciliği bu durumdan etkilenebilir. Cerrahi müdahaleler sinir hasarına veya duyusal değişikliklere neden olabilir. Bu durum cinsel uyarılma ve zevk algısını etkileyebilir. Cerrahi sonrası meydana gelen hormonal değişiklikler, cinsel isteği, libido düzeyini ve vajinal kuruluğu etkiler. Ameliyat sonrası meydana gelen ağrı veya rahatsızlık hissi, cinsel aktiviteye duyulan ilgiyi azaltan faktörlerdendir. (10)
Meme Kanseri ve İlişkiye Uyum
Meme kanseri, kadınların yaşamlarını derinden etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Ancak, sadece hasta değil, aynı zamanda hasta olanın eşi de bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Meme kanseri cerrahisi, sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal açıdan da birçok zorluğu beraberinde getirmektedir.
Mastektomi olmuş kadınlar ve eşleriyle yapılan bir çalışmada, eşlerin yoğun olarak endişe duyması hem kadının hem de erkeğin duygusal desteğe ihtiyacı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu durumun evlilik uyumunu olumsuz yönde etkilediği gösterilmiştir. (11)
Kemoterapi sonrası kimyasal olarak tetiklenen menopoz ve meme kanseri cerrahisinden kaynaklanan yağlanma, orgazm, doğurganlık kaybı korkusu, olumsuz beden imajı, cinsel çekicilik, kadınlık kaybı, depresyon ve anksiyete gibi değişiklikler, kadının cinsel isteksizliğine ve libido azalmasına sebep olurken, eşi ile de cinsel anlamda problemler yaşamasına sebep olabilmektedir.(2)
Sonuç ve Öneriler
Kanserde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapinin gelişmesiyle kanser hastalarında mortalite oranları azalmış kanser sonrası yaşam süreci önem kazanmaya başlamıştır. Kanser kadar kanserin oluşturduğu semptomlar ve bu semptomların neden olduğu cinsel sorunlar da dikkate alınmalı ve çözüm önerileri geliştirilmelidir.(7)
Cinsellik ülkemizde çoğu zaman mahrem bir konu olarak algılanmakta ve konuşulmamaktadır. Ancak hastaların çoğu cinsel konularda bilgi almak istemektedir. Bu süreçte hastalara verilen eğitimlerde mutlaka cinsel alana yönelik konulara da yer verilmeli, hasta merak ettiklerini ve şikâyetlerini paylaşması için cesaretlendirilmelidir.(12)
Bu derleme doğrultusunda meme kanseri tedavisi gören kadınların psikososyal gereksinimlerinin bütüncül değerlendirilmesi kapsamında kadınlara ve eşlerine bilgi vermeye, eğitime eşleri de dâhil etmeye, bu süreci hemşirelik girişimleri ve eğitimleri doğrultusunda geliştirmeye odaklanılmalıdır.(2)
Kaynakça
1. Eraslan, D., & Yeşilbalkan, Ö. U. (2023). Türkiye’de Kanserde Ağrıya Yönelik Yapılmış Hemşirelik Araştırmalarının İncelenmesi: Sistematik Derleme. Gevher Nesıbe Journal Of Medıcal And Health Scıences, 8(4), 996-1009.
2. Taylan, S., &Kolaç, N. (2021). Meme kanseri cerrahisi geçiren kadınların beden imajı ve cinsel uyumları.Androloji Bülteni (AndrologyBullettin), 23(3).
3.Eskimez, Z., Tosunöz, İ. K., Öztunç, G., Demirci, P. Y., Paydaş, S., & Kumaş, G. (2021). Kemoterapi Alan Meme Kanserli Hastalara Bakım Veren Yakınlarının Yaşam Kalitesi.Sağlık Bilimleri Dergisi, 30(1), 21-30.
4.Duran, K., & Sarandöl, A. (2022). Meme Kanseri Hastalarında Eşler Arası Uyum Ve Sosyal Destek Düzeyinin Depresyon, Anksiyete, Benlik Saygısı Ve Cinsellik Üzerine Etkilerinin İncelenmesi.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 48(3), 349-355
5.Çal, A., & Avcı, İ. A. (2023). Kanser Sonrası Süreçte Eş İlişkilerindeki Değişim.Journal Of Academicresearch İn Nursing (Jaren), 9(1).
6.Rodriguesguedes Ts, Dantas De Oliveira Np, Holanda Am, Reis Ma, Da Silva Cp, Rocha E Silva Bl, Et Al. Body Image Of Womensubmittedtobreastcancertreatment. Asianpac J Cancerprev2018;19:1487–93.
7.Akıncı, A. Ç., & Aksoy, S. D. (2019). Kanserli Kadınlarda Cinsel Sorunlar.Journal Of Academicresearch İn Nursing (Jaren), 5(2).
8.Akıncı, A. Ç., & Savcı, C. (2019). Kanserli Erkek Hastalarda Cinsel Sorunlar.
9.Derya, K. A. Y. A., & Kanan, N. (2022). Radyoterapi Alan Meme Kanserli Hastalarda Akut Cilt Reaksiyonları. Gevher Nesıbe Journal Of Medıcal And Health Scıences, 7(19), 124-132.
10.Gül, Sk, Tepetam, H., Gürsel, Ok, Alanyalı, S., Oruç, Af, Tuğrul, F., … &Akmansu, M. (2023). Meme Kanseri Hastalarında Depresyon, Anksiyete, Cinsel Bozukluklar Ve Diğer Etkileyen Faktörlerin Düzeylerinin Araştırılması: Türk Radyasyon Onkolojisi Bütünleştirici Grup Çalışması (12-05). Tıp , 102 (45), E35280.
11.Zühal, S. E. L., & Beydağ, K. D.(2022) Meme Kanseri Nedeniyle Cerrahi Operasyon Geçiren Kadınlarda Beden Algısı, Cinsel Yaşam Kalitesi Ve Evlilik Uyumu .İlişkisi.Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ve Araştırmaları Dergisi, 4(2), 119-127.
12.Akyolcu, N. (2008). Meme Kanserinde Cerrahi Girişim Sonrası Cinsel Yaşam.Meme Sagligi Dergisi/Journal Of Breasthealth, 4(2).
Hazırlayan:Ayşe YARAMIŞ
Acıbadem Maslak Hastanesi
Klinik Eğitim Hemşiresi