Henüz öğrenci bir hemşire iken kadın doğum servisinde yaşanılan bir olaya şimdi bulunduğum yerden şöyle bir bakıyorum;
Sabah saatlerinde küretaj (dokuyu kazıyarak veya kepçeyle çıkarmak) işlemi için vaka odasını hazırlayıp hastamızı içeriye almıştık, işleme başlamak için kadın doğum ve anestezi uzmanlarımızı beklerken hastanın huzursuzluğu dikkatimi çekmişti. Hastane ortamı, hasta, hemşire, hekim, yapılacak işlem tüm bu kavramlara yabancı olan ben her şeyi dikkatle seyrederken anestezi hekimimiz içeriye girmişti.
Hepimiz ile ufakta olsa bir temas kurarak hemen hastasına yöneldi, yapacağı işlemden, sürecin nasıl ilerleyeceğinden bahsetti. İşleme başlayacağımız sırada hastanın ağladığını görerek hepimizi durdurdu ve
- Neden ağlıyorsunuz? İşlem için mi kaygılanıyorsunuz?
- Aslında bu işlemi yaptırmak istemiyorum ama mecburum…
- Hala vazgeçebilirsiniz, istemediğiniz hiç bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz ve bizde sizin istemediğiniz bir şeyi yapmayız.
- Hayır, devam edelim lütfen.
- 25 yıldır Anestezi Hekimliği yapmaktayım, bu zamana kadar hiçbir hastamı ağlayarak uyutmadım, çünkü nasıl uyursalar o şekilde uyanırlar. Bir hekim olarak bunu hiç tercih etmedim. Zamanın önemi yok biz bekleriz, eğer ağlamak istiyorsanız şimdi istediğiniz kadar ağlayın sizin gülümsediğinizi görene kadar işleme başlamayacağım ve unutmayın istediğiniz zaman vazgeçebilirsiniz…
Her neresinden bakarsam bakayım o kadar etkilenmiştim ki; şimdi, bugün bir yoğun bakım hemşiresi olarak hayatın her anında yaşanılabilecek tüm olumsuzluklarda hastalarımın elinden tutmayı, girdiğim her entübasyon, derin sedasyon, ve işlem öncesi onların yanında onlardan biri olarak olabilmeyi, gönüllü olmadıkları, ne olup bittiğini dahi anlayamadıkları zamanlarda onların gönlünü rahatlatmayı, gülümseyerek uyumalarını sağlamanın verdiği duyguyu ve son gördükleri yüzün onlara tebessüm ederek veda etmesini yalnızca gözlerimin dolması ile anlatabilirim sanırım.
Klinik alanda tecrübe ettiğim kadarı şimdi ismini dahi hatırlamadığım saygı değer hekimimizin ne kadar doğru söylediğini doğrular nitelikte,
Eğer kişinin herhangi bir sebepten bilinci ani olarak kapandıysa veya anestezi aldıysa bu sırada hangi duygu ve düşüncedeyse aynı şekilde uyanıyor. Korku ile uyuyan kişi korkarak, kaygı ile uyuyan stresle, mutlu uyuyan ise gülümseyerek.
Kendimize dönersek tüm olumsuzlukları, günün stres ve kaygılarını bir kenara bırakıp mutlu uyumayı, mutlu uyanmayı bilmemiz, öğretmemiz gerek…
Mısra Durmuş
Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi
Genel Yoğun Bakım Ünitesi
Klinik Eğitim Hemşiresi