Benim yolculuğum birçok kişiden farklı sanırım. Herkes yaşadığı şehri bırakamazken ardında, ben yaşadığım ülkeyi bıraktım. İşte benim Acıbadem yolculuğum Aralık 2012’ de Makedonya’dan Türkiye’ ye gelişim ile başladı. Bu süreç soluksuz, sürekli ve eşsiz bir eğitimdi benim için. Her gün yeni bir şey öğreniyor ve mesleğime profesyonel bir bakış açısı kazanıyordum. Ortopedi katı gibi özellikli bir alanda olmaksa benim en büyük şansım oldu. Staf hemşire olarak başladığım bu alanda, büyük değişimler sonrasında sorumlu hemşire olarak görevime devam ediyorum. Yaşadığım yüzlerce farklı deneyimde bir tanesini sizlerle de paylaşmak isterim.
Yoğun bir çalışma günüydü, ambulansla başka bir hastaneden katımıza yeni bir hasta transfer edilmişti. Hastamız 2 ay önce şoförü dinlensin diye araç başına geçmiş, 250 km/saatte hızla kamyonla çarpışmıştı. Kaza sonrası ilk müdahale başka bir hastanede yapılmış ve bir süre orada takip edildikten sonra kendi isteği ile fizik tedavi amaçlı hastanemize getirilmişti.
Kata geldiğinde; dezoryante, konuşma bozukluğu mevcut, vücudunun belli bölgelerinde 3. evre basınç yarası vardı. Ajite ve söylenenlere hiç uymuyor, ayakta durmakta zorlanıyordu. Hastayı yürümesi konusunda sürekli cesaretlendirecek konuşmalar yapıyordum fakat sürekli odadan çıkmamı isteyen bir hasta vardı karşımda. Her gün her saat yürümesi, ayakta durması konusunda sabırla çabalıyorduk fakat ısrarla yürümemekte direniyordu. Ayağa kaldırdığımızda kendini yere bırakıyordu. Fizyoterapist yaptığı değerlendirmelerle kas gücünün yürümesi için yeterli olduğunu ifade ediyordu. O kadar hırçındı ki yürüme konusu açıldığında dahi ajite olup bağırıyordu. Bir sabah odaya girdiğimde bana gülümseyerek ”Hoş geldin” dedikten sonra ”Hadi beni yürütmeyecek misin?” dedi. O an çok mutlu olmuştum, çabamın boşa gitmediğini görmek beni gururlandırmıştı. Ardından fizik tedavi bölümüne indirdik. Önce 20 adım atabildi, ertesi gün 40 adım,1 hafta sonrada 400 adım attı. Yürüdükçe hem hastamın hem benim moralim düzeliyordu. Basınç yaraları da uyguladığımız bakımlar sonrasında iyileşmeye başladı. Odaya girdiğimde hastam ”Beni ne zaman koşturacaksın?” demeye başladı. Ajitasyonu azalmıştı, kendini iyi hissettiğini ve artık eve gitmek istediğini söyledi. Hastam eve gitmeden önce ”Sen olmasan bunları başaramazdım” dediğinde, mesleğimin ne kadar kutsal, ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anladım.
Hastalarımız zorlu süreçlerden geçerken bazen her şeyi bırakmak isteyebilir. Biz onların başaracağına olan inancımızı yitirmemeli ve bu zorlu yolda her koşulda onları desteklemeliyiz…
”Herkes kolayca çöker. Önemli olan direnebilmektir”
John STEiNBECK
Hazırlayan: Beytim OSMANİ
Acıbadem Fulya Hastanesi
10. Kat Sorumlu Hemşiresi
Hazırlama Tarihi: 16.06.2019