Kazananlar Asla Vazgeçmeyenlerdir

Hayat; mutluluktan kaçacak kadar uzun değil. Ne kadar erteleyebiliriz hayatı ya da ne kadar daha hayatın bizi yormasına izin verebiliriz. Ruhumuz vücudumuza, vücudumuz ruhumuza hükmeder her daim.

Kimimiz üzülünce yemek yemeyiz günlerce, kimimiz ise ruhumuzdaki boşluğu kalorilerle doldurup sonra vücudumuzdaki değişkliğe üzülüp tekrar aç olan ruhu yemeklerle dolduruz ve bir kısır döngünün içine sokarız kendimizi. Ta ki birileri dur diyene kadar, ta ki birileri sizi hırslandırana kadar, ta ki görüntünüzle alay edilmeye başlanıncaya kadar, ta ki sosyal ortamlardan bakışlar, duruşlar ve imalı cümleler ile dışlanmaya başlayıncaya kadar.

Benim hikayemin kahramanı en yakın arkadaşım. 14 yıldır diyetlerle ve sporla boğuştu. Ne zaman biryerlere gitsek hiç istediği gibi yiyemedi, istediği kıyafetleri hep bizlere önerdi. Aslında azimliydi. Güzel kilo veriyordu ama bir yerde hep pes ediyordu, yoruluyordu ve çok üzülüyordu. Diyeti bırakınca da verdiği kiloları hızlı bir şekilde alıyordu.

Hep özgürleşmek istediğini söylerdi. Ona göre özgürleşmek canı pasta istediğinde düşünmeden bir lokma alabilmek, kıyafetlerini istediği gibi seçebilmekti.

Ve bir gün tüp mide ameliyatı olamak istediğini söyledi, çok araştırmıştı. Eğrisiyle doğrusuyla en ince detayına kadar düşünmüş ve karar vermişti. Bana yanında olup olmayacağımı sordu. “Nasıl olmazdım?” o koskoca çaresizce geçirdiği yılları biliyordum.

Hemen tüm hazırlıklara başladık, hekimiyle tanıştırdım, pre-op görüşmeler derken bir korku çöktü yüreğine, ne yapacağını bilemedi, karasız kaldı. Psikolog görüşmemizi öne çektik, seanslar sonrası kendini daha iyi hissetti.

Nihayet o büyük gün gelip kapıya dayandı. Mavi önlüklerini ellerimle giydirip ameliyathane kapısına kadar eşlik ettim ona ve gelecekteki umutlarına.

Ameliyat sonrası ilk bir kaç ay çok da iyi geçmedi. Mide ağrıları, bulantılar, halsizlikler bir sürü komplikasyonla uğraştık. Hep yanındaydım canım arkadaşımın. Şimdi ise 140 kilo ile girdiği bu mücadeleden 6.ayın sonunda 65 kilo olarak çıktı. Artık özgürdü, artık çok sevdiği işi drama terapiye yeniden, büyük bir özgüven ile başlamıştı.

Bizler de birkez daha gördük ki, kazananlar asla vazgeçmeyenlerdir.

Hazırlayan: Fatoş Yafay

Acıbadem Eskişehir Hastanesi

4.Kat Klinik Eğitim Hemşiresi

Hazırlanma Tarihi: 28.08.2018

  • Paylaş

Önceki Yazı Obezite
Sonraki Yazı Zor Olan Hasta Mı Yoksa Yaşadıkları Mı?

Yorumlar

Yorum Bırak

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.